Dünyanın En Eski Mutfağı
%15indirim
46,50 TL
39,53 TL
5,27 TL den başlayan taksitlerle!!
Mutfak ve sofra kültürü bir uygarlığı anlamanın en etkili yollarından biri.
Dünyaca ünlü Fransız Asurbilimci, Kutsal Kitap ve kadim Ortadoğu dinleri uzmanı, tarihçi Jean Bottéro, yaklaşık MÖ 1700’lere tarihlenen ve kırka yakın yemek tarifini içeren üç kil tablet üzerinden antik Babil’in yemek kültürünü inceliyor.
Pişirme teknikleri, şölen yemekleri, ölüm ve yaşamın sofraya yansıması, içecek kullanımı gibi çeşitli konu başlıkları, “uygarlıkların beşiği” olarak anılan Mezopotamya’dan günümüz kültürüne ışık tutuyor.
“Bu kitabı yazarken niyetim Mezopotamyalı muhterem atalarımızın ‘yeme-içme’ kültürü hakkında akademik ve kapsayıcı bir çalışma ortaya koymak değildi, çünkü bu (samimi okuyucuya ulaşamama pahasına) akademisyenlere yönelik sıkıcı ve kuru bir çalışma olurdu (…)
Acilen tatmin edilmek istenen damak zevkine gelince, eski Mezopotamyalılarla beraber yemek yeme imkânımız olmadığına göre bu mutfağın lezzetlerini, elimizin altında bulunan Türk-Arap veya Lübnan ya da Yakındoğu (kim nasıl isterse öyle adlandırsın) mutfağında tadamaz mıyız? Çünkü tarihsel olarak bu mutfaklar Mezopotamya’nın kaybolmuş ‘Yeme-İçme’, ‘Mutfak ve Sofra’ tekniklerinin devamı ve ulaşabileceğimiz tek çağdaş temsilcisi.”
Dünyaca ünlü Fransız Asurbilimci, Kutsal Kitap ve kadim Ortadoğu dinleri uzmanı, tarihçi Jean Bottéro, yaklaşık MÖ 1700’lere tarihlenen ve kırka yakın yemek tarifini içeren üç kil tablet üzerinden antik Babil’in yemek kültürünü inceliyor.
Pişirme teknikleri, şölen yemekleri, ölüm ve yaşamın sofraya yansıması, içecek kullanımı gibi çeşitli konu başlıkları, “uygarlıkların beşiği” olarak anılan Mezopotamya’dan günümüz kültürüne ışık tutuyor.
“Bu kitabı yazarken niyetim Mezopotamyalı muhterem atalarımızın ‘yeme-içme’ kültürü hakkında akademik ve kapsayıcı bir çalışma ortaya koymak değildi, çünkü bu (samimi okuyucuya ulaşamama pahasına) akademisyenlere yönelik sıkıcı ve kuru bir çalışma olurdu (…)
Acilen tatmin edilmek istenen damak zevkine gelince, eski Mezopotamyalılarla beraber yemek yeme imkânımız olmadığına göre bu mutfağın lezzetlerini, elimizin altında bulunan Türk-Arap veya Lübnan ya da Yakındoğu (kim nasıl isterse öyle adlandırsın) mutfağında tadamaz mıyız? Çünkü tarihsel olarak bu mutfaklar Mezopotamya’nın kaybolmuş ‘Yeme-İçme’, ‘Mutfak ve Sofra’ tekniklerinin devamı ve ulaşabileceğimiz tek çağdaş temsilcisi.”
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!