Jülyet

BIR KIZ BIR OGLANI SEVDI ... ve SONSUZA DEK MUTLU YASADILAR Ask dedikleri bu mu? Onu gördügümde hayatin durmasi mi ask? Kalbimin alip basini kosturmasi mi ve bir kus mu ask içimde kipir kipir? Ne olacak simdi? Sessiz ol! Prensi dinlemelisin, diye çikisti adamin biri. Kalabalik sessizlesti ve ileriden bir yerden bir ses yükseldi. Konusanin kim oldugunu göremiyordum ama tanidik kelimeler dökülüyordu agzindan. Simdiye dek Capuletler ve Montagueler üç kez sokaklarimizda dövüstü, hem kendi kanlarini hem de yoldan geçen masumlarin kanini döktüler. Bu vahsete daha fazla izin verecek degilim. Ailelerden herhangi biri, bir daha dirligimizi bozarsa, bu dostluk düsmaninin cezasi idam olacaktir! Iste prensinizin buyrugu budur. Capuletler ve Montagueler mi? Durun biraz, hayatim her geçen dakika daha da tuhaflasiyor. Gözyaslarina mi bogulmaliyim yoksa histerik bir sekilde kikirdamaya mi baslamaliyim bilmiyorum, sanirim hem agliyorum hem gülüyorum. Üzerimde çamur lekeli bir elbise ile bir deli gibi dikilip kalmisim. Içinde oldugum sahne Romeo ve Jülyetin, Prensin resmi açiklamasinin yapildigi baslangiç bölümüne benziyor. Parçasi olmamak için kivrandigim oyun... Iyi de, nasil, nasil, nasil?