Kemikler Meclisi Serisi (2 Kitap) - Cadılar Meclisi ve Lanetli
%15indirim
426,00 TL
362,10 TL
48,28 TL den başlayan taksitlerle!!
CADILAR MECLİSİ:
İNTİKAM
Cadılar Meclisi’ne karşı, kız kardeşi ve doğuştan gelen hakkı elinden alınan babamın silahı olarak yetiştirilmiştim. Küçük kardeşimin de aynı kaderi paylaşmaması için her şeyi yapmaya hazırdım.
Görevim yüzünden gizli Crystal Hollow kasabasına ve prestijli Hollow's Grove Üniversitesi'ne gitmeye mecbur bırakılmıştım. Bu okulda türümün en parlak ve en iyi öğrencileri, büyülerini insanların yargılarından uzakta kullanmayı öğreniyorlardı.
Burada fısıldanan kelimeler yoktu. Damarlarımda akan kan yüzünden suçlanmak yoktu. Düşmanlıkla ilgili bildiğim her şeyi ise yakışıklı ve sinir bozucu olan Müdür, Alaric Grayson Thorne’a borçluydum. Benim, ondan ve savunduğu her şeyden nefret ettiğim kadar o da benden nefret ediyordu.
Ancak bu, sırların okulu ikiye bölmekle tehdit etmediği anlamına gelmiyordu. Kimse onlarca yıl önce okulu kapanmaya zorlayan kanlı katliamdan bahsetmiyordu. Sadece okulun katılacak kadar şanslı olanlara sunduğu fırsatlar konuşuluyordu.
Çünkü elli yıldır ilk kez, Cadılar Meclisi kapılarını On Üçlere açacaktı.
Kaderi dünyayı değiştirmek olan ve gelecek vaat eden on üç öğrenci.
Elbette ilk önce, Hollow's Grove kurbanlarının hayaletleri tarafından öldürülmezlerse.
LANETLİ:
İHANET.
O, geldiğini hiç göremediğim bir gerçek, gecenin karanlığında bekleyen bir aldatmacaydı. Tüm hayatım boyunca kullanıldıktan sonra sonunda gerçeği öğrenmiştim. İplerimi hiç görememiş olsam bile onun kuklasıydım.
İhanetinin ne kadar derin olduğunu bildiğim halde Gray ile aramızdaki inkâr edilemez bağdan, tek bir bakışının ruhumu ateşe vermesinden kurtulamıyordum. Aynı değildik. Yok etmek istediğim o şeyin getirecekleri için savaşmaya hazır iki düşmandık.
Üst Meclis’in yok olmasıyla birlikte, almak istediğimi düşündüğüm intikam artık önceliğim olmaktan çıkmıştı. Geriye kalan cadılar, halamın ölümünde hiçbir rol oynamamışlardı. Tüm bu yanlışları düzeltmenin önünde duran kişi ise, beni yatağında tutmaya kararlı olan adamın ta kendisiydi.
Meclis’in geriye kalan üyeleri, görevlerinin sonlanması ve kontrol altına alınmalarında oynadığım rol için beni asla affetmeyecekti. En kötüsü de bunun için onları suçlayamazdım. Saftım. Kendi hayallerimin ihtişamına kapılmış ve kaderin benim için başka planları olduğunu görememiştim. Doğumumdan yüzyıllar önce yapılmış planları…
Ama hepsi koca bir yalandı ve şimdi bunu geri almak için elimden gelen her şeyi yapmak bana düşüyordu.
Bedeli ne olursa olsun, Meclis’imi kocamın nefretinden koruyacaktım.
İNTİKAM
Cadılar Meclisi’ne karşı, kız kardeşi ve doğuştan gelen hakkı elinden alınan babamın silahı olarak yetiştirilmiştim. Küçük kardeşimin de aynı kaderi paylaşmaması için her şeyi yapmaya hazırdım.
Görevim yüzünden gizli Crystal Hollow kasabasına ve prestijli Hollow's Grove Üniversitesi'ne gitmeye mecbur bırakılmıştım. Bu okulda türümün en parlak ve en iyi öğrencileri, büyülerini insanların yargılarından uzakta kullanmayı öğreniyorlardı.
Burada fısıldanan kelimeler yoktu. Damarlarımda akan kan yüzünden suçlanmak yoktu. Düşmanlıkla ilgili bildiğim her şeyi ise yakışıklı ve sinir bozucu olan Müdür, Alaric Grayson Thorne’a borçluydum. Benim, ondan ve savunduğu her şeyden nefret ettiğim kadar o da benden nefret ediyordu.
Ancak bu, sırların okulu ikiye bölmekle tehdit etmediği anlamına gelmiyordu. Kimse onlarca yıl önce okulu kapanmaya zorlayan kanlı katliamdan bahsetmiyordu. Sadece okulun katılacak kadar şanslı olanlara sunduğu fırsatlar konuşuluyordu.
Çünkü elli yıldır ilk kez, Cadılar Meclisi kapılarını On Üçlere açacaktı.
Kaderi dünyayı değiştirmek olan ve gelecek vaat eden on üç öğrenci.
Elbette ilk önce, Hollow's Grove kurbanlarının hayaletleri tarafından öldürülmezlerse.
LANETLİ:
İHANET.
O, geldiğini hiç göremediğim bir gerçek, gecenin karanlığında bekleyen bir aldatmacaydı. Tüm hayatım boyunca kullanıldıktan sonra sonunda gerçeği öğrenmiştim. İplerimi hiç görememiş olsam bile onun kuklasıydım.
İhanetinin ne kadar derin olduğunu bildiğim halde Gray ile aramızdaki inkâr edilemez bağdan, tek bir bakışının ruhumu ateşe vermesinden kurtulamıyordum. Aynı değildik. Yok etmek istediğim o şeyin getirecekleri için savaşmaya hazır iki düşmandık.
Üst Meclis’in yok olmasıyla birlikte, almak istediğimi düşündüğüm intikam artık önceliğim olmaktan çıkmıştı. Geriye kalan cadılar, halamın ölümünde hiçbir rol oynamamışlardı. Tüm bu yanlışları düzeltmenin önünde duran kişi ise, beni yatağında tutmaya kararlı olan adamın ta kendisiydi.
Meclis’in geriye kalan üyeleri, görevlerinin sonlanması ve kontrol altına alınmalarında oynadığım rol için beni asla affetmeyecekti. En kötüsü de bunun için onları suçlayamazdım. Saftım. Kendi hayallerimin ihtişamına kapılmış ve kaderin benim için başka planları olduğunu görememiştim. Doğumumdan yüzyıllar önce yapılmış planları…
Ama hepsi koca bir yalandı ve şimdi bunu geri almak için elimden gelen her şeyi yapmak bana düşüyordu.
Bedeli ne olursa olsun, Meclis’imi kocamın nefretinden koruyacaktım.
Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!